9 Temmuz 2019 Salı

Suna Ve Yediği Sikler Türkçe Seks Hikayesi 10

Sonra öteki adamı gördü. Onu tanımıştı hemen. Ön sırada oturan ve baştan beri onları seyreden adamların ikincisiydi bu. Adamla üstünde oturdukları koltukla sinemanın duvarı arasındaki daracık aralığa girip, yanlarına kadar gelmişti. O da işçi kılıklıydı. Pantolonunun önünü çözmüş ve çelik bir yay gibi yukarıya kıvrık sikini dışarı çıkarmıştı. Gözleri şehvetle parlıyordu. Suna'nın beyninde küçük patlamalar olmaya başlamıştı artık. Delicesine istediği bir şeyi elde etmenin zevkiyle ürperiyordu. İri yarı, kaba saba bir adamın inanılmayacak kadar büyük sikinin üstüne oturmuştu ve siki kalkıp kazık gibi kesilmiş başka biri, hemen yanlarına kadar sokulmuş, bunu seyrediyordu. Çevreden gittikçe koptuğu hissediyordu Suna.

O kocaman sikin üstünde artık daha rahat hareket edebildiğinin de farkındaydı. Giderek daha çok açılıyordu amı. Kalçaları, ileri geri, sağa sola olduğu gibi yukarı aşağı da oynuyordu artık. Sik, içinde ileri geri oynuyordu. Bunu hissettikçe de azgınlaşıyordu Suna. Adamın sikini, kısmen de olsa, yalnız içine almayı başarmakla kalmamıştı yani. Onunla sikişiyordu şimdi. Tanrım, inanılmaz büyüklükteki bir sikle sikiliyordu. Gözleri ise öbür adamın sikindeydi. Çok güzel bir sikti o da. Bayağı büyüktü. Ama Suna'nın en hoşuna giden yanı, yukarıya yaptığı kıvrımdı. Başı iyice şişip morarmıştı. Ağzını sulandırıyordu Suna'nın.

Bu arada onu sikmekte olan adam kalçalarını mıncıklayan ellerinden birini aşağı kaydırmış, sikinin iki yanından uzattığı kalın parmaklarıyla, amının dudaklarını okşamaya başlamıştı. Böyle bir şeyi ilk kez yaşıyordu Suna. İnanılmaz bir zevk veriyordu bu temas. Sanki amının daha da açılmasına neden oluyor gibiydi. Kalçalarının her aşağı hareketinde, o kocaman siki daha çok içine alıyormuş hissine kapılmıştı. Birden koltuğun arkasında ayakta duran adamın elini uzatıp saçlarını okşamaya başladığı farketti. Bu da müthiş hoşuna gitmişti işte. Üstelik adam biraz daha yaklaşmış gibiydi sanki. Vücudunu biraz öne verip, başını zencinin başının yanından geçirerek, yüzünü o müthiş hoşuna giden sike doğru yaklaştırdı Suna. Adam biraz daha yaklaşsa, ağzına alabilecekti onu. Bunu şiddetle istediğini farkediyordu. Dilini uzatıp, yaramaz yaramaz oynattı. Sonra da ağzını açıp, dudaklarını yuvarlaklaştırdı. Açık bir davetti bu.

Zevkten buğulanmış gözleriyle adamın sokuluşunu ve bir eliyle sikini tutup aşağı büküşünü seyretti. Sonra ağzına sokuverdi adam. Bir anda ve neredeyse dibine kadar. Hırsla emmeye başladı Suna. Geri kalan tüm hareketleri adam yapıyordu çünkü. Kalçaları ileri geri oynuyor, siki ağzına girip çıkıyordu. Düpedüz ağzını sikiyordu adam. Tanrım ağzını sikiyordu. Amındaki kocaman sik yetmezmiş gibi, bir de ağzından sikiliyordu. Yine beli gelmeye başladı. Neredeyse aynı anda da, altındaki adam müthiş bir şey yaptı ona. Amının dudaklarını okşamakta olan parmaklarını uzun bir hareketle geri çekti ve bir parmağının ucu, Suna'nın küçük göt deliğine hafifçe bastırdı. Bir daha geldi beli. Götünün, adamın parmağı altında açılıp kapandığını hissediyordu. Sonra iki şey birden oldu. Önce o kapkara, kalın ve kıllı parmak, bir anda giriverdi götüne. Peşinden de ağzını sikmekte olan adamın belleri gırtlağına dolmaya başladı. Artık çırpınmaya başlamıştı Suna. Tüm vücudu zangır zangır titriyor, kalçaları delice hareketler yapıyor, gırtlağı sürekli oynayarak ağzına fışkıran belleri yutmaya çalışıyordu. Bacakları artık taşımaz olmuştu onu. Tüm ağarlığıyla oturuverdi adamın kucağına. O kocaman sik, olduğu gibi girdi amına. Dibine kadar. Durmadan geliyordu beli. Adamın da de bellerini fışkırtmaya başladığını, karnının içini inanılmaz sıcaklıktaki tohumlarıyla doldurmaya başladığını hissettiğinde ise kelimenin tam anlamıyla kendinden geçti. Uzaya, sonsuz bir karanlığın içine fırlatılmış gibiydi sanki.

Tekrar kendine geldiğinde, adamlar gitmişti. Suna giysisinin düğmelerini ilikledi. Tüm vücudunun sızladığını hissediyordu. En çok sızlayan yeriyse, o akıl almaz büyüklükteki sikin dibine kadar girdiği amıydı. Bunun nasıl olduğunu anlamıyordu hala. Tanrım hepsini almıştı içine. Elleriyle yüzünü ovuşturdu. Kurumuş beller geldi parmaklarına. Çantasını, içinde yüzünü temizleyecek bir şeyler bulmak umuduyla karıştırarak kalktı yerinden. Dışarı, gişenin olduğu salona çıktı. Aksi gibi hiç bir şey yoktu yanında yüzünü silebileceği. Bilet gişesindeki kız onu ilgiyle seyrediyordu yine. Yürüyüp gişeye yanaştı Suna. 

"Islak kağıt mendil gibi bir şeyin var mı acaba..?" diye sordu kıza.

"İyi eğlenmişe benziyorsun..." dedi kız, çantasından bir tane çıkarıp verirken, "Yüzünün haline ve saçlarına bakılacak olursa bayağı iyi eğlenmişe benziyorsun..."

"Fena sayılmazdı..." diyerek gülümsedi ona Suna.

"Arasıra ben de yaparım bunu... Ama burada değil tabii... Başka bir sinemaya gidiyorum, canım senin gibi eğlenmek istediğinde... Orası da çok güzel..."

"Öyle mi..? Bunu aklımda tutarım... Ama bence burası da çok güzel..."

Bir taraftan da ıslak kağıt mendille yüzünü siliyordu. Sonra kıza göz kırpıp arkasını döndü ve dışarı çıktı. Arabasını parkettiği yer, birden çok uzak görünmeye başlamıştı gözüne. Elinden geldiğince hızlı yürüdü. Attığı her adımda, adamın belleri amından sızıp, bacaklarının iç taraflarından dizlerine doğru süzülüyordu. Üzerinde dolaşan aç erkek bakışlarını farkediyor ve içini tekrar kaplamaya başlayan heyecanı hissediyordu. Ama, başka yaramazlık yapacak durumda hissetmiyordu kendini. Ölesiye yorgundu.

Yirmi dakika sonra evdeydi. Doğruca yatak odasına gitti. Soyunacak gücü bile kalmamıştı. Öylece uzandı yatağın üstüne.

Uyandığında saat yediye geliyordu. Kalkıp giysisini çıkardı. Hala sızlıyordu amı. Aynanın karşısında oturup ayaklarını tuvalet masasının üstüne koydu. Bacaklarını iyice açmıştı. Amının görüntüsü, içini titretti. İyice kızarmıştı. Kocaman bir ağız gibi açık duruyordu. İçi hala bel doluydu. 

"Ohhh tanrım, laçka etmiş herif beni..." diye mırıldandı kendi kendine, "Mahvetmiş güzelim amımı... Büyütüp, kocaman yapmış..."

Kalkıp banyoya gitti. Küveti doldurup, jakuziyi çalıştırmadan yattı sıcak suyun içine. Sıcak suyun amının içine girdiğini hissediyordu. Bir süre sonra, suyun üstünde yüzmeye başladı adımın zencinin belleri. Seyrettikçe içi titriyordu Suna'nın. İşte yine tahrik olmaya başlamıştı. 

Müthiş bir gün yaşamıştı. Halbuki yalnızca sikilmek ve bunu seyrettirmek için gitmişti sinemaya. İlk kez yapacaktı böyle bir şeyi. Ama başka ilkleri de yaşamıştı sinemanın karanlığında. Önce kaba saba bir adamın kucağında bulmuştu kendini. İlk defa onunki kadar büyük bir sik görmüş, ilk defa bu kadar büyük bir siki yalayıp ağzana almış, fışkırttığı tohumlarını yutmuş ve bütün bunlar yetmiyormuş gibi bu kocaman, kapkara ve kıllı siki, dibine kadar almıştı amının içine. İlk defa bir erkekle evişirken, başka bir erkek belini fışkırtmıştı üstüne. İlk defa amında sik varken, ikinci bir siki de ağzına almış ve onun gırtlağına fışkırtmasına izin vermişti. İlk defa biri götüne parmağını sokmuştu. Hepsi birbirinden müthişti.

Bunlar aklına geldikçe, kasıklarından gelen bir sıcaklık da, karnına doğru yayılmaya başlamıştı. Jakuziyi çılıştıran düğmeye basıp, başka şeyler düşünmeye çalıştı. Akşam kocası telefon ettiğinde, nasıl olsa kendini yeni bir şehvet kasırgasına kaptıracaktı. Hiç değilse o zamana kadar biraz dinlenmeliydi. Gözlerini kapayıp, vücudunu su huzmelerinin okşayışına terketti.

Telefon çaldığında saat tam dokuzdu. Ama bu sefer salondaki koltukta değil, yataktaydı Suna. Elini uzatıp telefonu aldı ve sırtüstü yatarak konuşmaya başladı kocasıyla. 

"Bugün neler yaptın sevgilim..?" diye sordu Emre, "Güzel şeyler yaşadın mı..?"

"Ahhh Emre... İnanılmaz bir gündü bugün.."

"Yine siktirdin mi kendini..?"

"Ohhh evet sevgilim... Yine siktirdim kendimi... Hem de ne biçim siktirdim... Çılgın bir şeydi olup bitenler...?"

"Hadi anlat bana sevgilim... Bu seferki kimdi..?"

"İnanmayacaksın ama, hiç tanımadığım kaba saba bir adama siktirdim kendimi sevgilim... Siki, akıl almayacak kadar büyüktü biliyor musun..? Ohhh çok büyüktü sevgilim... En az otuz santim vardı... Ohhh çok büyüktü sevgilim... Onu soktu bana... Hepbini... Amımı bollaştırıp, kocaman yaptı... Parçaladı beni..."

"Nasıl sikti seni..? Hadi anlat..." 

"Bugün kalkıp, seninle birlikte gittiğimiz o porno sinemasına gittim sevgilim... Aslında istediğim beni sikecek birini bulmak ve sikilirken etraftakilere seyrettirmekti... Ohhhh çok istiyordum bunu..." diyerek, anlatmaya başladı Suna.

Bir saatten fazla sürdü konuşmaları. Her şeyi anlattı Suna kocasına. En ince ayrıntısına kadar hem de. Hiç bir şeyi atlamadı. Anlattıkça heyecanlanıyor, tahrik oluyordu. Bir süre sonra parmakları, amının hala sızlamakta olan dudaklarının arasına girmiş, bızırıyla oynamaya başlamıştı. Sonunda telefonu kapattığında, üç kez daha getirmişti belini. Kocası da iki kez. 

Sabaha kadar, mışıl mışıl uyudu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder