15 Temmuz 2019 Pazartesi

Sevgili Karım Barbro 7

- "Ohhhh seyret sevgilim..." dedi birden, "Seyret n'olur... Bak nasıl sikiliyorum... Götümden... Ohhhh götümden... Müthiş bir zevk bu sevgilim... Ahhhh müthiş bir zevk bu... Am gibi oldu götüm... Tıpkı bir am gibi oldu... Ahhh çok güzel sevgilim... Çok büyük siki... Ohhhh çok büyük... Karnımın içi sik doldu sevgilim... Ahhhh kocaman siki... Çok kalın... Ohhhhh... Ohhhhh..."

Yine beli geliyordu. Vücudu yine kıvır kıvır bükülüyor, sarsılıyordu. Yine bir dansöz gibi oynuyordu oğlanın kucağında. Benim de belim gelmeye başladı tekrar. Tanrım, gözlerim kararıyordu. Bayılmak üzereydim. 

Ama ne karımın, ne de oğlanın durmaya niyetleri yoktu. Üstelik şimdi oğlan da hareketlenmişti. Aşağıdan bastırmaya, sikini karımın götüne sokup çıkarmaya başlamıştı. Belki de ilk kez göt sikiyordu. Sikini bir mengene gibi saran bu inanılmaz sıkılıktaki delik, belli ki onun da başını döndürmüştü. Artık durmadan beli geliyordu Barbro'nun. Yine çığlıklar atmaya başlamıştı. Şehvet dolu zevk çığlıklarıydı bunlar ve sikimin yeniden kalkmasına neden olmuşlardı. 

Sonunda, hepsinden daha yüksek bir çığlık çıktı ağzından. Hem bundan hem de oğlanın bacaklarının titremesinden, onun belinin bir kez daha geldiğini ve tohumlarının bu sefer karımın götünün derinliklerinde fışkırmakta olduğunu anladım. Ama durulmaları, yine de epey zaman aldı. Bir süre daha, hızla sokup çıkardı sikini Barbro'nun götüne. Sonra birden durdu. Siki, kayarak çıktı dışarı. İnmişti. Öylece kaldılar kanepenin üstünde. Altta oğlan, kucağında karım.

Şaka bir yana, onları seyrederken, ben bile yorulmuştum. Ayaklarım ağrıyordu. Sikim de yine kazık gibiydi. Gidip yüksek taburelerden birini getirdim servis penceresinin önüne. Boğazım da kurumuştu. Buzdolabına gidip, hiç ses çıkarmamaya çalışarak su içtim biraz. İçerden sesler gelmeye başlamıştı yine. Hızla geri döndüm ve tabureye oturup, yine içeriyi seyretmeye başladım. 

Oğlan hala kanepenin üstünde oturuyordu. Barbro ise yere, onun bacaklarının arasına oturmuştu. Parmakları, artık iyice inmiş sikinde dolaşıyordu oğlanın. Bir taraftan da konuşuyordu onunla.

- "Bitmedi değil mi..? Söyle bana, bitmedi değil mi içindeki beller... Ohhhh eminim hala vardır... Onları da istiyorum... Hadi bebeğim... Tohumlarını istiyorum..."

Tanrım, gerçekten doymak bilmiyordu karım. Oğlanı boş bir torbaya çevirmişti ama, doymamıştı hala. Sonra eğilip ağzına aldı o inmiş siki. Yanakları içeri göçmüş, deli gibi emiyordu. Onu istediği sertliğe kavuşturana kadar buna devam edeceğini biliyordum. Oğlanın onun inanılmaz yetenekli ağzına fazla dayanamayacağına da emindim. Yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı bile siki. Durmuyordu Barbro. Emiyor, emiyor, emiyordu. Sonunda zafer kazanmış bir edayla doğrulup, oğlanın sikini ağzından çıkardığında, bir eliyle dibinden sımsıkı tuttuğu sik, o inanılmaz büyüklük ve kalınlığına kavuşmuştu. 

- "Ohhh yine çok güzel oldu sikin bebeğim..." dedi ona, "Ne güzel kalktı bak... Taş gibi oldu... İçime girmeye hazır yine... Ohhhh yine girecek içime... Bu sefer sen beni sikeceksin... Ohhhh bu sefer sen sikeceksin beni bebeğim... Bağırta bağırta sikeceksin beni... Ahhhhhh sikeceksin beni..."

Ayağa kalkıp, oğlanı da elinden tutup kaldırdı. Sonra kendi oturdu kanepenin üstüne. Bacaklarını alabildiğine açıp, ayak parmaklarını kanepenin kenarına dayadı. Tabak gibi açıktı şimdi oğlanın önünde. 

- "Hadi sik beni..." diye inledi sonra da, "Ohhhh hadi sik beni... Hadi sok sikini bana... Nereme istersen, orama sok... Amımı sik... Götümü sik... Ağzımı sik... Heryerimi sik benim... Ohhhh hadi sik beni..."

Eğilip sokuldu Barbro'ya oğlan. Sikini onun alabildiğine açık duran amına dayadı ve birden bastırdı kalçalarını. Tanrım, bir anda, tek hamlede, köküne kadar geçirmişti karıma. O kocaman sikini, taşaklarına kadar sokmuştu kadınımın amına. Sonra sikmeye başladı. Barbro'nun bacakları da aynı anda havalanıp, oğlanın beline dolandılar. 

- "Sik beni..." diye yalvardığını duydum, "Ohhhh sik beni... Sik... Sok bana... Sok sikini amıma... Geçir... Ahhhhhh... Ahhhhh... Sik beni hadi... Sikerek bayılt beni... Ohhhhh sik... Sik n'olur... Immnnnhhhh.... Ohhhhhh.... Ahhhhh... Deli ediyor sikin beni bebeğim... Ahhh çok güzel sikin... Çok güzel... Hadi daha çok sok... Daha dibine sok... En dibime sok n'olur... Sik beni... Ohhhh sik beni..."

Zevkten kafayı yemiş bir halde seyrediyordum onları. Gerçekten sikiyordu ayakkabıcı oğlan karımı. Bastıra bastıra. Hırsla. Sonra iki eliyle bacaklarını tutup karnına doğru bastırdı Barbro'nun. Şimdi şaplata şaplata sikiyordu onu. Her geçirişinde taşakları karımın kalçalarında eziliyordu. Gözlerimi onlardan ayıramıyordum. 

Barbro yine durmadan, peşleşe belini getiriyordu. Sonra yine İsveçce konuşmaya başladı.

- "Ahhh görüyorsun değil mi sevgilim..? Görüyorsun değil mi nasıl sikildiğimi..? Görüyorsun değil mi nasıl siktiğini beni..? Ahhhh çiviliyor sanki beni sevgilim... kanepeye çiviliyor beni... Ohhh çiviliyor beni... Karını sikiyor... Bağırta bağırta, inlete inlete sikiyor karını... Seyret n'olursun... Ne kadar zevk aldığımı görüyor musun..? Ohhhh çok güzel sikiyor beni sevgilim... Çok güzel sikiyor... Siki çok güzel... Ohhhh kocaman siki... Ahhhh en dibime kadar giriyor sevgilim... Delirtiyor beni... Doyamıyorum... Ahhhh doyamıyorum... Seyret n'olur... Seyret karının nasıl sikildiğini... Seyret... Bak nasıl sokuyor... Ohhh bak nasıl sokuyor amıma... Ohhhh sikiyor beni sevgilim... Immnnnhhhh.... Imnnnhhhh... Beni sikiyor..."

Eğer daha önceden bu kadar çok belim gelmemiş olsaydı, eminim ki o anda patlatırdım. Yine de hemen hemen oraya gelmiştim. Şimdi yine İngilizce'ye dönmüştü karım.

- "Hadi götümü de sik..." diyordu oğlana, "Ahhhh hadi götüme sok sikini... N'olursun... Lütfen... Götümden sik beni biraz da... Ohhhh hadi..."

Büyülenmiş gibi oğlanın sikini karımın amından çekip çıkarmasını, sonra da götünün deliğine dayayıp, yine tek bir harekette dibine kadar geçirmesini izledim. Müthiş bir manzaraydı bu. Bir anda götüne giren sik, Barbro'nun da zevkten çıldırıp, bir kez daha belini getirmesine neden olmuştu.

- "Ohhhh çok güzel..." diye inledi, "Ahhh tanrım çok güzel... Ahhhh belim geliyor... Ohhhhh..."

Şimdi de, aynı hırsla karımın götünü sikiyordu oğlan. O kocaman siki, tüm kalınlığıyla bir piston gibi götüne girip çıkıyordu bu sefer de. Yine peşpeşe belini getirmeye başlamıştı Barbro. Bir taraftan da konuşmayı sürdürüyordu.

- "Söyle bana bebeğim... Söyle bana, götüm güzel mi..? Güzel mi götüm..? Ohhh söyle n'olur... Hoşuna gidiyor mu götümü sikmek... Hadi söyle... Benim çok hoşuma gidiyor... Çok hoşuma gidiyor götümden sikilmek... Ahhhh... Ahhhhh... Çok güzel... Tanrım ne kadar güzel sikiyorsun beni... Ohhhh çok güzel sikiyorsun götümü... Ahhhhh... Ahhhhh.... Ohhhhhh... Sik götümü n'olur... Sik, sik, sik... Sik götümü hadi... Ohhhhhh..."

Beni şaşırtan, bu sefer oğlanın belinin hala gelmemiş olmasıydı. Karımı sikiyor, sikiyor, sikiyordu. Sanki giderek daha da kararıyor, daha da kalınlaşıyordu karımın götüne girip çıkmakta olan siki. Ama beli gelmiyordu bir türlü. Barbro ise artık hiç durmadan getiriyordu belini. O kocaman sik götüne girip çıktıkça beli geliyordu. 

Sonunda, oğlanın hareketleri daha da hızlanmaya başladı. Şimdi sikini en ucana kadar çekip çıkarıyor, sonra birden dibine kadar geçiriyordu karımın götüne. Belinin gelmek üzere olduğunu görüyordum. Barbro da farkındaydı bunun. Yeniden konuşmaya başlamıştı. 

- "Bu sefer içeme değil memelerime fışkırt tohumlarını bebeğim..." diyordu oğlana, "Ahhhh tohumlarının yakıcılığını karnımda, memelerimde hissetmek istiyorum... Bel banyosu yaptır bana n'olursun... Memelerime getir... Fışkırt tohumlarını karnıma... Ohhhh çıldırtacaksın beni... Ohhhh çok güzel sikiyorsun beni..."

Oğlan onu dinlemişti anladığım kadarıyla. Birden durup, sikini çıkardı karımın götünden. Tohumları, uzun, kıvamlı, bembeyaz sütunlar halinde fışkırmaya başladı sikinden. Tam onun istediği gibi yapıyordu. Karnına, memelerine fışkırtıyordu Barbro'nun. Bu kadar çok belini getirmiş olmasına rağmen, hala inanılmayacak kadar bol, inanılmayacak kadar çok fışkırtıyordu hem de. Karımın vücudu bel içinde kalmıştı. Müthiş bir inleme kaçırdı ağzından. Sonra da yığılıp kaldı kanepenin üstünde. Oğlan da, yere, halının üstüne çöktü. Bu sefer, ikisinin de işi bitmişti. Buna emindim. 

Kendilerine gelmeleri için, yaklaşık yarım saat gerekti tabii. Sonra oğlan giyindi, karım da ona getirdiği ayakkabıların parasını ödedi. Her şey sona ermişti böylece. Oğlan çıkıp giderken, Barbro ona kapıya kadar eşlik etti. Kapının kapandığını duyduğum anda da, mutfaktan çıktım. karımı, antrede yakalayıp kollarımın arasına aldım. Hala çıplaktı. Hala vıcık vıcık bel içindeydi. Müthiş bir zevk gecesi bekliyordu beni. Öyle sarmaş dolaş salona yürüdük. Onu az önce sikildiği kanepeye oturttum. 

Bir yabancının; kocaman, kapkalın ve kapkara sikli gencecik bir oğlanın onu yaladığı, amından götünden siktiği, tüm vücuduna bel banyosu yaptırdığı bu kanepenin üstünde, şimdi ben yalayacaktım her tarafını. Sikimi, o kocaman sikin girip çıktığı deliklerine sokacak, bellerimi onun belleriyle karıştıracaktım. Deli gibi öpüşmeye başladık. Oğlanın belinin tadı ağzıma geldiğinde, kendimi kaybettim.

Sabaha kadar sikiştik yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder