9 Temmuz 2019 Salı

Suna Ve Yediği Sikler Türkçe Seks Hikayesi 13

Yeniden kendine geldiğinde, hala orada, başı adamın karnında, yatıyordu. Kendini yorulmuş hissediyordu. Hafifçe doğrulup, yanağını adamın kıllı göğsüne dayadı ve gözlerini kapadı. 

Ne kadar uyuduğunu bilmiyordu doğal olarak. Erkek gerçi şimdi uyanıktı ama, galiba o da uyumuştu Suna'ya birlikte. İki sevgili gibi, öylece uyumuşlardı. Sonra öpüşmeye başladılar. Önce küçük öpücüklerdi bunlar. Ama giderek ısınmaya başladılar. Ve Suna kendini yeni bir azgınlık dalgasının pençesinde buluverdi birden. Tanrım doymuyordu bir türlü. Yine sikilmek istiyordu. Bir daha sikilmek istiyordu canı. Elini adamın sikine uzattığında, daha da arttı bu istek. Alabildiğine sertleşmiş, alabildiğine kalkmıştı siki. Oh, o da istiyordu. O da istiyordu Suna'yı bir daha sikmeyi. Parmakları, onun için kalkmış olan sikin üstünde dolaşmaya başladılar. 

Aslında amını da vermek istiyordu Suna. Onu sikerek çıldırtan erkeğe amını da vermek istiyordu. Ama bunu yapamayacağının da farkındaydı. Hala iyileşmemişti amı. O koskocaman siki, köküne kadar içine aldıktan sonra, hala kendine gelememişti küçücük amı. Halbuki, adamın üstüne çıkıp sikine oturmayı, onu amının içine hapsetmeyi ne kadar istiyordu. Bu sefer de o sikmek istiyordu erkeği. Tıpkı Murat'a yaptığı gibi. Ama belki yine de sikebilirdi onu. Yine de oturabilirdi sikinin üstüne. O inanılmaz güzellikteki siki, amının değil de götünün içine hapsedebilirdi. Bunu düşünmek heyecanını yüze katladı. İçindeki sikilme isteği, engel tanımayacak kadar büyümüştü artık. 

Yavaşça çıktı adamın üstüne. İçine almak için çıldırdığı sik, şimdi bacaklarının arasına girmiş, kasıklarına sürünmeye başlamıştı. Sonra dizlerinin üstünde doğruldu. Gözgöze bakıyorlardı Kürt'le. Elini götürüp sikini tuttu adamın. Telaşlı parmaklarla, onun yine alabildiğine şişmiş olan başını götünün deliğine dayadı. Oh tanrım, nasıl da açılmıştı götü. İçine girmeye hazır sikin varlığını hissettiği anda da, daha çok açılmaya başlamıştı. Dayanamayacaktı Suna. Birden bıraktı kendini. O çelik yay gibi kıvrık Kürt sikini, bir anda alıverdi götünün içine. Dibine kadar. Bu bir kez daha belinin gelmesi için yeterliydi.

Sonra hareket etmeye başladı. Götünün içindeki sikin üzerine oturup kalkıyordu şimdi. Gözleri erkeğin gözlerinin içinde eriyordu. Şimdi vücutları birbirine dönük olduğu için, daha önce değmediği yerlerine değmeye başlamıştı götünün içindeki sik. Yine beyninde şimşekler çakıyordu. Amının suları, adamın kasıklarındaki kıllara akıyordu. Hem de şarıl şarıl. 

"Ohhhh çok güzel sikin..." dedi birden, "Ohhhh çok güzel... Ohhhh deli ediyorsun beni... Ohhhh... Ohhhhh.... Aaahhhh.... Ahhh sikin deli ediyor beni..."

Biran durup, ayaklarını, erkeğin iki yanında yatağa bastı. Şimdi götünün içindeki sikin üzerine çömelmişti. Ellerini adamın göğsüne dayayıp destek aldı. Sonra yeniden oturup kalkmaya başladı. Böyle daha rahat ve daha uzun hareket edebiliyordu kalçaları. Her yukarı hareketinde, adamın siki en ucuna kadar götünden çıkıyor, sonra hızla aşağı inip kıçının yanaklarını onun kasıklarına şaplattığında ise köküne kadar giriyordu. İnanılmayacak kadar güzeldi bu. Yine peşpeşe beli geliyordu. Ama kalçalarının yukarı aşağı hareketleri, artık neredeyse bir reflekse dönüşmüştü. Tüm vücudu sarsılırken onlar durmuyor, inip çıkmayı sürdürüyorlardı.

"Ohhhh hadi getir belini..." diye yalvardı Yunanlı'ya, "Ohhhh hadi getir n'olur... Fışkırt tohumlarını içime... Götümün içine... Ohhhhh hadi... Ohhhh hadi.... Ohhhhh..."

Sonra yine konuşamaz oldu. Zaman ve mekan kavramını tümüyle yitirmiş gibiydi artık. Götü, et yiyen bir bitkiye dönüşmüştü sanki. Vücudundaki sinirlerin hepsi tel tel gerilmiş, tüm benliğiyle götünün içindeki sikin fışkırmaya başlamasını, Kürt tohumlarının bir kez daha karnının içini yangın yerine çevirmesini bekliyordu. Erkeğin vücudundaki ilk kasılmaları hissettiği anda, daha da gerildi sinirleri. Kalçaları daha da hızlandılar. İlk salvoyu içinde hissettiğinde de durmadı hareketleri. Aynı hızla oturup kalkıyor, şimdi tohumlarını fışkırtmakta olan Kürt siki, götüne girip çıkmayı sürdürüyordu. Tüm içi bel dolmuştu. O kaynar erkeklik sıvıları, bir piston gibi girip çıkmakta olan sikin zorlamasıyla, höpürtülü sesler çıkararak götünden dışarı akıyordu. Birden şimşeklerin en büyüğü çaktı beyninde. Dengesini kaybedip düşmeye başladığını, sonra da adamın güçlü elleriyle ona tuttuğunu farketti. Her yer karardı.

Bilincini tekrar topladığında, sırtüstü yatıyordu yatakta. Adam ise ayakucunda oturmuş sigara içiyordu. Yine gözgöze geldiler.

"Müthiş bir kadınsın..." dedi Kürt, "Çok güzel sikişiyorsun..."

"Sen de çok güzel sikiyorsun... Delirttin beni sikerek..."

"Benimle takılmak istemez miydin..?"

"Nasıl yani..?"

"Yani birlikte yaşayabiliriz..."

"Ohhh bu çok güzel olurdu doğrusu... Gerçekten güzel olurdu... Yataktan çıkamazdık herhalde... Ama imkansız... Evliyim ben... Kocam var..."

"Ah..."

"Evet kocam var... Üstelik onu çok seviyorum..."

"Ama eline fırsat geçince sikişiyorsun..."

"Ohhhh evet..."

"Peki kocan da benim kadar iyi sikebiliyor mu seni..?"

"Bunun önemi yok ki... O da güzel sikiyor gerçi ama, inan önemi yok... O benim kocam... Canım istediğinde başka sikler bulabilirim nasıl olsa..."

"Peki senin başkalarına verdiğini biliyor mu kocan..?"

"Ohhh biliyor evet... Biliyor ve bundan müthiş bir zevk alıyor o da... Kendimi ne kadar çok siktirirsem, o kadar çok zevk alıyor hem de..."

"Haklı..."

"Bak böyle düşünmen hoşuma gitti biliyor musun..?"

Bir süre hiç konuşmadan birbirlerine baktılar. Suna, onun adını bile bilmediğini düşündü. Kendi de adını söylememişti ona. Aslında buna zaman kalmamıştı galiba. Yanyana geldikleri andan itibaren adam karakafa onu sikmekten, Suna'da da biran önce ona vermekten başka bir şey düşünmemişlerdi.

"Sucuğa bayıldım..." dedi Suna, "Hele onu Siverek usulü yemek müthiş güzeldi..." 

"Başka çeşitleri de var Siverek usulünün ama..."

"Belki onları da gösterirsin bir gün bana... Kimbilir... Evini biliyorum artık nasıl olsa..."

Yavaşça kalktı yataktan sonra Suna. Yine kendini yorgun hissediyordu. Önce şortunu, peşinden de büstiyerini giydi. Ayakabılarını ayaklarına geçirirken, Adam da, küçük bir kağıt parçasına bir şeyler yazıyordu. Sonra onu Suna'nın eline tutuşturdu. Telefon numarasını ve adını yazmıştı. Böylece, götünü siktirdiği adamın adının Behzat olduğunu da öğrenmiş oluyordu Suna. 

"Benim adım da Suna..." dedi, gülümseyerek, "Tanıştığımıza memnun oldum..."

İkisi birden kahkahalarla gülmeye başladılar.

Merdivenleri inerken, götünden akan bellerin şortunun ağını sırıl sıklam ıslattığını farkediyordu Suna. Üç kere fışkırtmıştı götünün içine Kürt. Bel doluydu küçük götü. Arabasını çalıştırıp, hızla evin lonunu tuttu. Yirmi dakika sonra arabayı garajın girişine çekmiş iniyordu. Koltuğun üstünde, kocaman, ıslak bir leke vardı. Bunu görmek, onu yine heyacanlandırdı. Elini götürüp parmaklarının ucuyla sildi koltuğu. Sonra da ağzına sokup emdi parmaklarını. Tanrım, ne kadar güzeldi tadı. 

Doğru yatak odasına gitti sonra da. Çırılçıplak soyundu ve el aynasını alıp kendini yatağa attı. Çok merak ediyordu götünün o andaki görüntüsünü. Bacaklarını havaya kaldırıp, dizlerini karnına çekerken, aynayı indirdi aşağı. Manzara, kelimenin tam anlamıyla müthişti doğrusu. Hala hafifçe açık duruyordu götü. Biraz kızarmıştı. İçinden sızan beller peltelenmiş ve son derece tahrik edici bir görünüm vermişti o küçücük deliğine. Birden beli gelmeye başladı Suna'nın. Tanrım, yeni sikilmiş götünün görüntüsü öyle tahrik etmişti ki onu, beli geliyordu. Bacakları yatağın üstüne düştü ve öylece kaldı orada. 

Akşam, her zaman olduğu gibi saat tam dokuzda kocası telefon ettiğinde Suna duş yapmamıştı. Götünden sızan beller yatağın üstüne akmıştı gerçi ama, içi hala bel doluydu. Kürt belleriyle.

"Ohhh sevgilim..." dedi telefonun içine, "Senin aramanı bekliyordum ben de..."

"N'oldu Suna..? Beni heyecanlandırdın yine..."

"Ohhh neler oldu bir bilsen...?"

"Beni meraklandıracağına anlatsana..."

"Anlatacağım sevgilim... Ohhhh anlatacağım... Sabah kalkıp Kemeraltına'na gittim yine ... Yakışıklı bir Kürt vardı orada... Beni arakladı sevgilim... Araklayıp evine götürdü..."

"Sonra..."

"Ohhhh neler yaptı bana bir bilsen sevgilim... Ayak parmaklarımı emdi... Önce vücudumun her tarafını sonra da götümü yaladı... Ahhhh götümü yaladı ve içime dilini soktu sevgilim... Sonra da sikti götümü... Ohhhh götümü sikti kocacım... Ahhhh götümü sikti... Ahhhh delirtti beni zevkten... Götümü sikti... Götümden sikildim bugün sevgilim..."

"Offfff..."

"Evet offf sevgilim... Hiç tatmadığım bir zevki tattım... Bilsen ne kadar güzeldi... Ohhhh bir bilebilsen, götümden sikilmek ne kadar güzeldi... Ohhh çılgın bir şeydi... Hem biliyor musun, eve geldiğimde yıkanmadım... Götümün içinde hala o Kürt'ün belleri var... Hala açık duruyor götüm..." 

Kocasına bunları söylerken, sağ elinin orta parmağını da götüne götürmüştü Suna. Vıcık vıcıktı o küçücük deliği. Alabildiğine kaygandı. Sonra en baştan başlayıp, olup biten her şeyi, en küçük ayrıntısına kadar anlattı Emre'ye. Bu arada parmağı götünün içine girip çıkıyor, zaman zaman belini getirmesine neden oluyordu. 

Yine bir saatten fazla konuştular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder