6 Temmuz 2019 Cumartesi

Rambo Ferhat Karımı Nasıl İnleterek Sikti 1

Fikir, daha Ferhat'ı ilk gördüğüm anda beynime girmiş ve ilişkimiz sürdükçe de iyice gelişmişti. Almanya'da çalıştığım motor firması, onu eğitim için Malatya'dan getirtmişti. Anladığım kadarıyla babası zengindi ve ileride firmanın G^ünel Doğu Bölge Temsilcisi olacaktı. Fermat'ı da, işi öğrenmesi için getirmişlerdi Almanya'ya. Firmada pek Türk olmadığı için de, onunla ilgilenmek görevi bana düşmüştü sonunda. Otuz yaşının altındaydı Ferhat. Vücut yapısı nedeniyle, firmada ona Rambo adını takmıştık. Geniş omuzlu ve adaleliydi. Boyu da uzundu. Bıyığı yoktu. Simsiyah ve kısa kıvırcık saçları, oldukça düzgün yüz hatlarına, adeta sevimli bir hava veriyordu. Ama simsiyah gözleri, alabildiğine sertti. Karakterinin de bir haylı sert olduğunu farketmiştim hemen.

Dil bilmediği için, genelde boş vakitlerini otel odasında geçiriyordu Ferhat. Konuştuğu tek insan, neredeyse bendim ve bu durum iki aydan beri sürüyordu. Zaman zaman kaldığı otelin restoranında beraber yemek yediğimizde, gözlerinin, bana çaktırmamaya çalışmasına karşın çevredeki kadınların üstünde nasıl dolaştığını görüyordum. Doğaldır ki, şaşacak bir yanı yoktu bunun. Ferhat'ın abazan olduğu kesindi.

Karıma ondan sözetmeden önce, firmada bir gün onun resimlerini çekene kadar bekledim. Sonra da, içlerinden en uygununu seçtim. Yalnızca Ferhat görünüyordu bu resimde. Üstündeki ince t-shirt'ün altından vücut adeleleri iyice belli oluyordu. Pazulu kolları ise zaten çıplaktı. O gün üstüne giydiği ince keten pantolon da biraz dar gelmişti Ferhat'a. Bu nedenle de, sikinin hatları hafifçe belli oluyordu. Kocaman bir şey olduğu belliydi yani.

O akşam evde Ferhat'tan söz ettim karıma. Önce genel durumunu, sonra da abazanlığını anlattım. Resmini de gösterdim tabii. Hiç bir şey söylemedi ama, resmi uzun uzun incelemesi, benim için yeterliydi. İyi tanıyordum karımı. 

Bir kaç gün sonra Ferhat'la konuşurken, planımın ikinci kısmını koydum uygulamaya. Onun da, kafamın içinde gelişenlere hazır olması gerektiğini biliyordum. 

- "Ne kadardır karı kız dalgalarından uzaksın..?" diye sordum ona.

- "Bu karışıklıkta karı kızın lafı mı olur ağbi."

- "Olmaz anladıkta, ben sana ne kadardır uzaksın diye sorduydum..."

- "Ne bileyim. üç ay falan olmuştur herhalde..."

- "Yok be... Nasıl dayanıyorsun peki..?"

- "Dayanmayıp da ne yapıcam ağbi. Sike sike dayanıyoruz işte. Başka ne yapabilirim ki..?"

- "Belli mi olur..?"

- "Nasıl yani..?"

- "Bakarsın bir fırsat çıkar..."

- "Sen bir şeyler söylemek istiyorsun ama, ben anlamıyorum galiba ağbi..."

- "Bak sana ne diycem Ferhat... Benim tanıdığım bir Türk kadını var..."

- "Yani orospu, öyle mi..."

- "Eh, orospu olmasına orospu ama, öyle para için değil..."

- "O nedemek oluyor şimdi ağbi..?"

- "Yani bu karı zevk için sikişiyor, para için değil... Öyle bir orospu işte... Sikişmeyi seviyor..."

- "Hadi ya..."

- "Aynen böyle işte Ferhat..."

- "Eeee..?"

- "Eee'si, eğer istersen onu ayarlamaya çalışayım sana... Tabi eğer o da kabul ederse..."

- "Ciddi mi söylüyorsun ağbi..?"

Gözleri parlamıştı Ferhat'ın. Doğaldır ki, onu çok iyi anlıyordum. Abazanlıktan gebermek üzereyken, tutup ona sikişmeyi seven bir orospudan söz etmiştim. Durumu araştıracağımı söyleyerek, konuyu kapattım. İşin ikinci bölümünü evde halledecektim. Hem de hemen o akşam. 

Yemekten sonra televizyonun karşısındaki geniş kanapeye oturmuş sigara içiyor ve sofrayı toplamakta olan karımı seyrediyordum. Güzel yüzünü çevreleyen kumral saçları omuzlarına kadar iniyordu. üstündeki siyah ve incecik saten kumaştan yapılma bluz, ilk bakışta klasik bir kombinezona benziyordu ama, memelerinin biraz altında bitip karnını açıkta bıraktığı için, insan bunun asla bir kombinezon olamayacağını anlıyordu hemen. İncecik askılar tutuyordu bluzu. Sırtının üst kısmı da çıplaktı. Önden bakıldığında çıplak memelerinin uçları, birer düğme gibi belli oluyordu. Eteği ise uçuk mor renkli, incecik penye bir kumaştan yapılmıştı. Biraz boldu. Ama kalçalarının hemen altında bitiyor ve o güzelim bacaklarını, olduğu gibi meydanda bırakıyordu. Ayakları çıplaktı. Kıçının çıplak olduğunu da biliyordum bu arada. Karımın gardrobunuda tek bir külot bile yoktu çünkü. Külotlardan nefret ederdi. Onu böyle seyrederken, sikim kalkmaya başlamıştı. 

Onun, tam Ferhat'a tarifini yaptığım kadın olduğunu biliyordum. Karımı tanımlamanın en kısa yolu buydu işte. Sikişmeyi seven bir orospu. Tabii başka şeyler de söylemek mümkündü. Örneğin, seyreden her erkeğin sikini kaldıran bir afet, ya da doymak bilmeyen bir sik delisi de diyebilirdim. İşini bitirmek üzere olduğunu gördüğümde, kalkıp köşedeki bara gittim ve ikimize de birer küçük kadeh tequila hazırladım. Az sonra gelip yanıma oturdu. İçkilerimizi kafaya diktik. Kalkıp birer tane daha hazırladım. Geri döndüğümde de, kanepeye onun yanına değil halının üstünde yere, hemen dizlerinin dibine oturdum. İkinci içkileri de yuttuk. Uzaktan kumandayı eline almış, durmadan kanalları değiştiriyordu. Seyredecek bir şey yoktu televizyonda. 

Tekrar kalkıp kapının yanında bıraktığım çantama gittim. Gündüz havaalanındaki sex dükkanına uğrayıp, yeni bir kaset almıştım. Onu alıp salona geri döndüm. Kaseti videoya taktım ama çalıştırmadım. Sonra da boş kadehleri alarak, üçüncü kez doldurup tekrar yere, onun ayaklarının dibine oturdum. Karım hala kanalları tarıyordu. Bacak bacak üstüne atmıştı. Bir ayağının yalnızca parmak uçları yere basıyordu. Elimi uzatıp havadaki ayağını okşamaya başladım. Onun ayaklarını her zaman son derece tahrik edici bulmuştum. Resim gibi güzel değildiler gerçi ama, anlatılamaz bir biçimde seksi oldukları kesindi. Zaten o da biliyordu bunu. Sık sık ayaklarını kullanırdı bu yüzden.

- "Biliyor musun, Ferhat'a bugün senden söz ettim..." dedim birden.

- "Öyle mi, neden..?"

- "Oturmuş konuşuyorduk, konu kadınlardan açıldı da..."

- "Eeee...

- "Sana daha önce de onun ne kadar abazan olduğunu anlatmıştım zaten..." 

- "Evet anlatmıştın galiba... Ama bu konunun benimle ilgisi neymiş..?"

Gerçi ters ters cevaplar veriyordu ama, beni can kulağıyla denlediğinin de farkındaydım bu arada. Her zamanki gibi direniyordu yine işte. 

- "Bugün s orduğumda öğrendim ki, tam üç aydır abazanmış... İşte o zaman söz ettim senden..."

- "Sen delisin... Karımı sikmek ister misin diye mi sordun yoksa..?"

- "Olur mu canım..?"

- "Eeee, ne dedin peki..?"

- "Bildiğim bir Türk kadını var, belki ona sana ayarlayabilirim dedim..." 

- "Sen gerçekten delisin... O ne dedi peki..?"

- "Orospu mu diye sordu..."

- "Terbiyesiz..."

- "Ben de orospu ama öyle paralı orospu değil... Zevk için sikişiyor... Sikişmeyi seviyor dedim..."

- "Yalancı..."

- "Niye yalancı oluyormuşum..? Sikişmeyi sevdiğin mi yanlış..." 

- "Orospuluk ne oluyor peki..?"

- "Benim orospum olduğunu biliyorsun bal gibi... Benim sikişmeyi seven orospum..."

- "Eee ne olmuş yani... Sikişmeyi seviyorum diye Allah'ın ayı Kürdüne de kendimi siktirecek değilim ya..."

- "Bence yanlış düşünüyorsun... Eğer Ferhat seni eline bir geçirirse, bayıltana kadar siker..." 

- "Ama sikemeyecek işte..."

- "Eh ne yapalım, o zaman kendi başının çaresine kendi bakacaktır her zaman olduğu gibi... üstelik ben bugün ona taze otuzbir malzemesi de vermiş oldum..."

- "Nasıl yani..?"

- "Ona senden söz ettiğimi söyledim ya... Tabii güzel olup olmadığını sordu... Biraz tarif ettim seni. Sonra da, onu görenin siki hemen kalkar dedim... Şimdi biraz bekler, sonra seni sikmekten umudunu kesince bol bol otuzbir çeker herhalde... Yazık, üç aydır taşaklarında biriktirdiği tohumlarını senin içine değil de havaya fışkırtacak yine..." dedim ve kadehimi havaya kaldırarak ekledim, "Bizzat katkıda bulunmadan fışkırtacağın Kürt bellerinin şerefine..."

- "Pis manyak..."

Bu kadarın yeterli olacağını biliyordum. Boşalan kadehleri elime alıp bir kez daha gittim bara. Alkol, her zaman karımın kaynını kaynatırdı. Pek çok kez olduğu gibi, bugün de işime yarayacağı kesindi. Ayrıca anlattıklarıma tepki göstermişti gerçi ama, etkilendiğini bilecek kadar tanıyordum onu. Yine aynı yere, ayaklarının dibine oturdum.

- "O videoya taktığın neydi..?" diye sordu karım.

- "Sikiş filmi tabii ki..."

- "Yine sapık bir şeydir..."

- "Bilmem... Seyredince görürüz..."

Halbuki bal gibi biliyordum filmin içeriğini. Uzun uzun inceleyip, öyle almıştım kaseti. Konusu, Fas'a tatile giden Amerikalı bir kadının başına gelenlerdi. üstelik başrolü Ginger Lynn oynuyordu. Bu çok önemliydi. Çünkü Ginger Lynn ile karımın arasındaki fiziki benzerlik şaşırtıcı boyuttaydı. Tek fark, karımın saçlarının daha koyu renk olmasıydı. üstelik Ginger'in davranışları ve özellikle de sikişme biçimi, karımınkine çok benziyordu. Bunu ikimiz de biliyorduk. Uzaktan kumandayı karımın elinden alıp videoyu çalıştırdım. 

Film, Marakesh Havaalanı'na inmekte olan bir uçağın içinde başladı. Karım, filmde kimin oynadığını görünce, başını çevirip bana baktı. Dudaklarında küçük bir tebessüm belirmişti. Sonra Ginger'in havalanında yürürken çevresindeki bütün erkeklerin onu hayranlıkla seyrettiğini gördük. üstündeki giysinin kısacık eteğinin meydanda bıraktığı çıplak bacakları ve attığı her adımda titreyen yarı çıplak memeleriyle, bu da normaldi tabii. Peşinden, onu oteline götüren takside, dikiz aynasını ayarlayan şoföre bacaklarını seyrettirişini izledik. Ama asıl film, Ginger, bavullarını yüklenip onu odasına çıkaran Arap bellboya para vermek için yatağın üstüne bıraktığı çantasına eğildiğinde başladı. Kısacık eteği sıyrılmış, çıplak kıçı olduğu gibi ortaya çıkmıştı. Tabii Arap bir anda onun yanında bitti ve filmin ilk sikişi de başladı. 

Doğrusunu söylemek gerekirse, Arap entarisinin eteklerini topladığında ben de şaşırdım. Ortaya çıkan, kelimenin tam anlamıyla bir eşek sikiydi. Kocaman, kıllı ve yukarı kıvrık bir sik.

- "Uffff ne biçim siki var..." dedi karım.

Sesimi çıkarmadım. Biraz oynaşma ve öpüşmeden sonra, Arap Ginger'i yatağa yatırıp bacaklarının arasına girdi ve sikmeye başladı. Doğrusu gerçekten de gaddarca sikiyordu herif. Ginger'in yüzü zevkle çarpılmıştı. Sanki yatağa çiviliyordu onu Arap.

- "Ohhh çok güzel sikiyor..." dedi karım bu sefer de, "Çok güzel sikiyor Arap..." 

Yeniden ayağını okşamaya başladım. Parmaklarını kımıldatıyordu. Bu arada ekrandaki sikiş de bitti. Seyretmeyi sürdürdük. Filmde ertesi gün olmuştu ve Ginger, yapılabilecek en anlamsız işe girişip kiraladığı bir ciple çöle doğru yola çıkmıştı. üstelik kıyafeti de, alabildiğine ilgisizdi tabii. Kıçının yanaklarını iyice açıkta bırakan, daracık ve kısacık bir şort ve memelerinin ancak yarısını saklayabilen bir büstiyer giymişti. Bu yetmiyormuş gibi, ayaklarında da alabildiğine yüksek ve ince topuklu, dekolte ayakkabılar vardı.

Tabii bir süre sonra, çölün tam ortasında bozuluyordu Ginger'in cipi. O motor kaputunu açıp motora bakmak için eğildiğinde de, nereden geldiği belli olmayan bir Bedevi, devesiyle çıkıveriyordu ortaya. Tabii bunun peşinden gelen, parçalanarak çıkarılmış bir şort ve çölün kızgın kumlarına yatırılarak sikilen bir Ginger oluyordu. Sonra da Bedevi, tekrar devesine binip Ginger'i de kucağına oturtuyor ve bu arada da, o kocaman sikini onun götüne dibine kadar sokmayı ihmal etmiyordu. Bundan sonrası bir haylı ilginç ve tahrik ediciydi doğrusu. Deve yürüdükçe Ginger Bedevi'nin kucağında hopluyor ve o kocaman Arap siki durmadan götüne girip çıkıyordu. 

- "Müthiş..." oldu karımın buna yorumu, "Ohhhh müthiş..."

Sesi artık şehvetten ağdalanmaya başlamıştı. Gittikçe kıvamına geldiğinin farkındaydım. Sonunda bir vahanın yanıbaşında kurulmuş çadırın önüne geldiklerinde bile, sürüyordu bu değişik sikiş. Tabii çadırda Bedevi'nin iki arkadaşı vardı. Hiç beklenmedik bir anda karşılarına çıkan bu nimeti, hep birlikte değerlendirmeye koyuluyorlardı sonra da. Önce çadıra soktukları Ginger'i birer birer ve siklerini sokabilecekleri her yerinden sikiyorlardı. Sonra da, filmin en güzel sahnelerinden biri başlıyordu. üç Bedevi, hep birlikte sikmeye başlıyorlardı Ginger'i. Aynı anda, hem amından, hem götünden, hem de ağzından. Değiştire değiştire. Doğrusu bu sahnede, yeteneklerinin tümünü sergiliyordu Ginger. Hiç rol yapmadığı ve gerçekten sikiştiği hemen anlaşılıyordu. üç tane kocaman Arap siki, amına, götüne, ağzına girip çıkarken, büyük bir zevk aldığı belli oluyordu. Defalarca da beli geliyordu bu arada.

- "Offf ne biçim sikiyorlar..." diye mırıldandı karım, "Ohhh mahvediyorlar kadını... Evire çevire sikiyorlar..."

Karım, gözleri ekrana yapışmış, seyrediyordu. Artık bacak bacak üstüne atmaktan vazgeçmiş, dizleri birbirinden biraz aralık oturuyordu. Ekrandaki sikiş bittiğinde, uzanıp kadehini eline verdim. Bir kez daha diktik içkilerimizi. Sonra tekrar kalkıp bara gittim ve yeniden doldurdum kadehleri. Geri döndüğümde, kanepeye, karımın yanına oturdum. Şimdi bacakları biraz daha aralanmıştı. Eteği iyice sıyrılmıştı ve böyle yukardan baktığımda bile dudakları şişip aralanmış amını görebiliyordum. Bu yetmiyomuş gibi, artık tam sikilecek kıvama gelmiş olan bu güzelim amın kokusu da geliyordu burnuma. Ama ben acele etmemeye kararlıydım. Kolumu karımın omuzuna doladım. O da vücudunu benimkine yasladı. Film bitmemişti daha. üstelik yeni gelişmeler oluyordu.

Üç bedevi, Ginger'i sikerek bayılttıktan sonra çadırın dışına çıkmış, aralarında konuşurlarken, birden iki cipten oluşan bir askeri birlik çıkıyordu ortaya. Tabii askerler Ginger'i kötü Bedeviler'in elinden kurtarıyorlardı. Sonra da iki subay, çıplak vücuduna çadırda bulduğu çarşafları sarmış olan genç kadını alıp Marakesh'e, oteline götürüyor, odasına kadar da çıkarıyorlardı. Bundan sonra da, final sahnesi olarak Ginger'in onlara, kendi yöntemleriyle teşekkür etmesi geliyordu tabii. Neredeyse sıfır süre içinde, iki subay ve Ginger, çırılçıplak soyunup kendilerini yatağa atıyorlardı. üstelik bu iki subayın sikleri, film boyu gördüğümüz bütün Arap siklerinden daha büyüktüler. Çok kısa bir süre sonra da Ginger kendini, o en sevdiği pozisyonda buluyordu tabii. Bir sik amında, bir sik götünde.

Bu arada ben de, karımın nefeslerinin sıklaştığını farketmiştim. Kalçaları kanapenin üstünde kıpır kıpırdılar. Yanıbaşımda duran kadehlere şöyle bir baktığını gördüm. Birini ona verdim ve yine diktik kafamıza. Sonra boş kadehleri yere bırakıp, omuzuna daha sıkı sarıldım ve öbür elimi götürüp, dizinin hizasında, bacağının iç tarafını okşamaya başladım. İyice açtı bacaklarını. Kasıkları artık olduğu gibi meydandaydı. Her zaman olduğu gibi, yalnızca küçük bir tutam kıl vardı amının biraz üstünde. Onun dışındaki her yeri ise pırıl pırıl temizlenmişti. O güzelim amının, artık susamış bir ağız gibi açıldığını görebiliyordum rahatlıtkla. Elim, okşaya okşaya yukarı doğru çkıyordu. Ama onun gözleri hala ekrana kilitliydi. İki Arap, tüm hızlarıyla sürdürüyorlardı Ginger'i sikmeyi. Biri yatakta sıntüstü yatıp onu üstüne çekmiş ve kocaman sikini amına sokmuştu. Öbürü ise arkadan gelip, götüne geçirmişti Ginger'in. Kamera da müthişti doğrusu. Enfes açılardan, bu nefes kesici sikişi gösteriyordu.

- "Ohhhh nasıl sikiyorlar..." diye fısıldadı karım, "Ahhh sikleri de ne kadar büyük... Uçurdular kadını baksana... Sikerek uçurdular... Offfff çok güzel sikiyorlar..."

Artık zamanı gelmişti. Elimi iyice yukarı çıkardım ve parmaklarım karımın vıcık vıcık sulanmış amına değiverdi. Bu onun tüm vücudunun titremesine neden oldu. Orta parmağımı içine soktuğum anda da, beli gelmeye başladı. Elimi çekip, sakinleşmesini bekledim. Ama ilk hareket, kendine gelir gelmez ondan geldi. Elini uzatıp, pantolonumun üstünden sikimi kavradı. Doğaldır ki, bir süreden beri iyice kalkıp, taş gibi sertleşmişti sikim. Bunu farkeder etmez, telaşlı parmaklarla pantolonumun önünü çözmeye koyuldu karım. Kalçalarımı biraz kaldırıp ona yardımcı oldum. Kısa bir süre sonra, külodumla birlikte, dizlerime kadar indirmişti pantolonumu. Sonra yerinden kalkıp ata biner gibi kucağıma otururken, bir eliyle de sikimi dibinden tutup amına nişanladı. Bir anda, dibine kadar içine aldı beni. Bunu yaptığı anda da, yeniden geliverdi beli.

Bir süre öylece durduk. Sonra kalçaları kucağımda yavaş yavaş oynamaya başladı. Sikim küçük hareketlerle amına girip çıkıyordu böylece. Yüzünün tüm hatları değişmişti yine. Tepeden tırnağa am kesilmişti, her zaman olduğu gibi. İki taraftan iki elimi götürüp, o baştan çıkarıcı kalçalarını okşamaya, sıkmaya başladım. Göz ucuyla kasedin bittiğini ve ekranın karardığını görebiliyordum. Ama artık ilgimi çekmiyordu bu. 

- "Güzel filmdi değil mi..?" diye sordum karıma.

- "Ohhh evet çok güzeldi sevgilim... Siklerin hepsi birbirinden güzeldi... Üstelik hepsi de güzel sikiyordu Araplar'ın... Ohhhh çok güzel sikiyorlardı sevgilim... Ohhh nasıl siktiler kadını her yerinden sevgilim..."

Sağ elimi, orta parmağı karımın götüne değecek şekilde kaydırdım kalçasının üstünde. Daha ilk temasta titredi vücudu. 

- "Sok parmağını götüme..." diye soludu kulağımın dibine, "Ohhhh sok sevgilim... Hadi sok götüme parmağını..."

Oturduğu sırada amından akan sularla iyice kayganlaşmıştı götü. Parmağımının altında kıpır kıpır oynuyor ve giderek de açılıyordu. Biraz bastırdım ve parmağım o inanılmaz yumuşaklıktaki deliğin içine kayıverdi. Bu da, karımın bir kez daha belini getirmesine neden oldu. Kalçaları kucağımda delicesine hareketlerle ileri geri oynuyor, bir sikim, bir parmağım, dibine kadar karnının derinliklerine gömülüyordu. 

Durulduktan sonra, yavaş ve yumuşak hareketlerle sikişmeye başladık. Parmağım hala götündeydi. Vücudunun üst kısmını biraz geriye atmış, gözlerimin içine bakıyordu. Yüzü, yine zevkle çarpılmıştı. 

- "Neyi merak ediyorum biliyor musun..?" diye sordu birden.

- "Biliyorum..."

- "Neyi peki..?"

- "Ferhat'ın sikinin ne kadar büyük olduğunu merak ediyorsun..."

- "Ohhh evet..."

- "Anladığım kadarıyla bayağı büyük... Bir kere yemek yerken garson kıza takılmış ve siki kalkmıştı... Görebildiğim kadarıyla kocaman bir şeydi..."

- "Ohhhhh..."

- "Bakarsın filmdeki Arap sikleri kadar vardır... Ya da daha büyük bile olabilir..."

- "Ohhhh... Peki ama..."

- "Güzel sikip sikemeyeceğini merak ediyorsun değil mi..?"

- "Ohhh evet... Evet... Güzel sikebilir mi beni sence..?"

- "Seni güzel sikmemek mümkün mü bebeğim... Üstelik düşün bir kere, tam üç aydır abazan... Taşakları bel dolmuştur iyice... Nasıl siker seni biliyor musun..?" 

- "Ohhhh..."

- "Peki sen siktirmek istiyormusun kendine ona... Verecek misin o Kürde bebeğim... Söyle bakayım bana, siktirecek misin kendini ona..?

- "Oooohhhhh..."

- "Hadi söyle... Siktirecek misin kendini ona..?"

- "Ohhh evet... Evet... Evet... Oooohhh evet..."

- "Götünü de siktirecek misin..? Hadi söyle bana bebeğim..."

- "Evet... Evet sevgilim... Götümü de siktireceğim ona... Ohhhh götümü de siktireceğim... Ağzımı da... Ohhhh sevgilim, ağzımı da..."

Vücudu tekrar sarsılmaya, dalgalanmaya başladı. Bir kere daha geliyordu beli. Sonra başını omuzuma yaslayıp biraz dinlendi. Son derece heyecanlanmıştım. Tam planladığım gibi gelişiyordu olaylar. Karımın bütün direnci gitmiş, onun yerini müthiş bir sikilme isteği almıştı. Ben de bunu bekliyordum zaten. 

- "Hadi götür beni ona sevgilim..." diye mırıldandı karım sonra, "Hadi beni ona götür... Hadi kendi elinle sikilmeye götür beni... Hadi beni onun altına ver... Karını o Kürdün altına ver hadi... Ohhh siksin beni hadi... Evire çevire, istediği gibi, her yerimden siksin beni... Hadi sikilmeye götür karını sevgilim... Ohhhhhh... Ohhhh çok istiyorum... Ohhhh hadi n'olursun..." 

Bereket ki, telefon uzanabileceğim yerdeydi. Numarayı, parmaklarım heyecandan titreyerek çevirdim. Kısa bir süre sonra Ferhat karşımdaydı. Söylediğine göre uzanmış televizyon seyrediyordu. 

- "Şimdi kalk ve hazırlan..." dedim ona, "Birazdan geliyorum oraya... Sana bir sürprizim var..."

Hiç sesini çıkarmadı. Neden söz ettiğimi hemen anladığına emindim. Telefonu kapatıp, dikkatimi tekrar karıma yönelttim. Kalçaları yine kucağımda hafif hafif oynamaya başlamıştı. Amı, sikimi içinde sıkıştırıyordu. 

1 yorum: