15 Temmuz 2019 Pazartesi

Sevgili Karım Barbro 4

Tüm sinirlerim gerilmiş, bundan sonra ne olabileceğini tahmin etmeye çalışıyordum. Acaba herif bir daha sikecek miydi Barbro'yu? Aslında tüm benliğimle bunu istediğimin farkındaydım. Karımın gözlerimin önünde sikilmesine doyamamıştım. Tüm yaşamım boyu tatmadığım kadar büyük bir zevk almıştım bundan. Bu yüzden de bitmesini istemiyordum. 

Birden Barbro'nun doğrulduğunu gördüm. Şimdi adamla yüzyüze, mutfak tezgahının üstünde oturuyordu. Sonra yavaşça inip onun önünde ayakta durdu. Kollarını manavın boynuna doladığını ve o güzelim dudaklarının onun ağzına verdiğini gördüm. Herifin iyice sert olduklarından kuşku bile duymadığım sakalları, yüzüne batıyor olmalıydı. Ama bundan şikayet etmiyordu karım. Hiç beklenmedik bir hareketle, onun önünde diz çöktüğünü gördüğümde, ne yapacağını anlayıp, iyice heyecanlandım yine. Sikim bir anda kazık gibi olmuştu yine. 

Manav biraz şaşkın, seyrediyordu Barbro'yu. Siki hala kocamandı. Ama şimdi am suları ve bellerle ıslanmış, pırıl pırıl parlıyordu da üstelik. Doğrusu müthiş görünüyordu. Karım bir elini uzatıp, sıkı sıkı tuttu onu. Sonra iyice sokulup, herifin taşaklarını yalamaya başladı. Manavın, elektrik çarpmış gibi titrediğini gördüm. O kıllı yumurtaları, birer birer yalıyor, sonra da alabildiği kadarını ağzının içine alıp emiyordu Barbro. Sonunda onları bırakıp, az önce hem amına hem götüne giren bu kocaman siki, kökünden başlayarak ucuna kadar yalamaya koyuldu. Sıra, sikinin inanılmaz büyüklükteki bir mantara benzeyen başının yalanmasına geldiğinde, herifin titremeleri arttı birden. Birden ağzını alabildiğine açtı karım ve dudakları o kocaman mantarın üstüne kapandılar. Emmeye başladı. 

Başı da hareketlenmişti bu arada. İleri geri oynuyordu. Küçük hareketlerle manavın sikini ağzına sokup çıkarıyordu böylece. Her seferinde de, biraz daha fazla alıyordu ağzının içine. Karımın ağzının ne kadar müthiş olduğunu benden iyi bilen olamazdı bu dünyada. İnsanı delirtebilirdi ağzıyla. Sik emmeye bayılıyordu. Çok iyi biliyordum ki, manavın o kocaman sikinin hepsini birden alacaktı ağzına. 

Adam büyülenmiş gibi seyrediyordu onu. Karımın başı her ileri gelişinde, biraz daha giriyordu siki. Sonunda burnu, adamın pantolonuna dayandı. Becermişti işte. O kocaman sikin hepsini yutmuştu. Burnundan derin bir inleme çıktığını duydum. Vücudu sarsılıyordu yine. Tanrım, bir kez daha getiriyordu belini karım. Manavın sikini tümüyle ağzına alabilmek onu öylesine heyecanlandırmıştı ki, beli geliyordu yine. 

Sonra müthiş bir şey oldu. Adam iki eliyle karımı omuzlarından kavradı. Aynı anda da, kalçaları hareketlendiler. Sikini karımın ağzına sokup çıkarıyordu. Tanrım, karımı ağzından sikiyordu. Önce hafif olan hareketleri de, giderek hızlanıyordu. Sonra birden kendini kaybetti. Şimdi yine aynı inanılmaz hızına ulaşmıştı. Sikini karımın ağzına sokuyor, çıkarıyor, sokuyordu. Müthiş bir manzaraydı bu. Şimdiye kadar hiç böyle bir şey görmemiştim. Barbro'yu, düpedüz ağzından sikiyordu. Kalçalarının her geri hareketinde, o kocaman siki neredeyse en ucuna kadar çıkıyordu karımın ağzından. Sonra da büyük bir hızla sokuyordu. Gırtlağına kadar hem de. 

Karımın zevkten uçtuğunu görebiliyordum. Kendini olduğu gibi bırakmıştı. Onun da, şimdiye kadar böyle bir şey yaşamamış olduğuna emindim. Kelimenin gerçek anlamıyla ağzından sikiliyordu. Önce amına, sonra götüne girip çıkan, tohumlarını boşaltan o kocaman, kapkara ve kıllı sik, şimdi ağzına girip çıkıyordu. Hem de görülmemiş bir hızla. Kafasından neler geçtiğini bilmeyi çok istiyordum. Ama belinin artık durmadan geldiğini görebildiğim için bunu biraz tahmin edebiliyordum. Tüm vücudu dalga dalga sarsılıyor, kıvranıyordu. Manav ise yalnızca sikiyordu onu. Hiç durmadan ve hırsla sikiyordu karımın ağzını. Tanrım, sikiyor, sikiyor, sikiyordu. 

Sonunda, yine naralar atarak belini getirmeye, tohumlarını bu sefer karımın gırtlağına fışkırtmaya başladığında, zaman kavramını iyice yitirmiştim. Bu müthiş sikişin ne kadardır sürdüğünü bilemiyordum. Gözlerim, Barbro'nun içeri göçmüş yanaklarındaydı. Hırsla emiyordu manavın sikini. Sanki içinde tek bir damla bel bile kalmasını istemiyormuş gibiydi. Bir taraftan da gırtlağının sürekli oynadığını, o yakıcı erkeklik sıvılarını büyük bir iştahla yuttuğunu görebiliyordum. Bu sefer belimi getirmemeyi başardım ama. Kendimi öyle bir sıkmıştım ki, karnıma ağrılar girmişti. Ama asıl ağrıyan, yine tepeleme dolmuş olan taşaklarımdı tabii. 

Nihayet geri çekildi manav. Karımın ağzından çıkan siki, artık inmişti. Yorulduğu, hem de iyice yorulduğu belli oluyordu adamın. Bu da normaldi tabii. O kadar çok ve hızlı hareket etmişti ki, bitap düşmüş olmalıydı. Ama Barbro da yorulmuş görünüyordu. Yere oturmuştu. Yüzünde öylesine müthiş bir ifade vardı ki, tek başına bu bile, bir erkeğin sikini kaldırmaya yeterdi. Manavın sikini pantolonuna sokup fermuarını çektiğini görünce, her şeyin bittiğini anladım. Sonra elini uzatıp, karımın ayağa kalkmasına yardımcı oldu. Bir süre birbirlerine baktılar. Adamın biran önce gitmek istediği belliydi. Barbro onu mutfak kapısına kadar götürdü. Bir tek buruşmuş büstiyeri vardı üstünde. Böyle çıplak ve yeni sikilmiş haliyle o kadar sik kaldırıcıydı ki, anlatabilecek kelime bulmak kolay değildi. Onu öpmeden çıktı kapıdan manav. Birden, bunun nedenini anladım. Az önce bellerini ağzına fışkırtmıştı karımın. Şimdi bu ağzı öpmek istemiyordu.

Barbro adamın arkasından kapattığı kapıya sırtını yaslayarak durdu. Aynı anda ben de hareketlendim ve mutfağa gittim. Ona doğru yürürken gözgözeydik. Sonra karımın dudaklarının kenarlarındaki parıltıları farkettim. Demek ki, manavın bellerinin hepsini yutamamış, bir kısmının dışarı sızmasını engelleyememişti. Bu öyle bir manzara yaratıyordu ki, ağzının sikilmiş olduğu belli oluyordu. Başım dönmeye başlamıştı yine. Kımıldamadan beni bekliyordu karım, Ona iyice sokulup, kollarımın arasına aldım. Vücudunu sımsıkı benimkine yasladı. Birbirimizin gözlerine baktık bir an. Manavın yapmadığını yapmak ve onu öpmek için müthiş bir istek duyuyordum. Ama bu beni o kadar şaşırtıyordu ki, adeta felç olmuş gibiydim. Sonra Barbro'nun dudakları iyice aralandı. Tanrım, ağzının içinde de, hala beller vardı. Kendimi daha fazla tutamadım. Ağızlarımız birleşti ve çılgın gibi öpüşmeye başladık. Ağzıma gelen hafif tuzlu tad ve burnuma dolan kesif bel kokusu, gözlerimin kararmasına neden oluyordu. 

İki elimle onu çıplak kalçalarından kavrayıp kendime çektim. Vücutlarımız iyice birbirine yapıştı. Taş gibi olmuş sikim aramızda eziliyordu. Sağ elimin orta parmağını kalçalarının arasına kaydırdım. Götü alabildiğine açık duruyordu. Vıcık vıcıktı. Biraz bastırınca, parmağımı yutuverdi birden. Tanrım, içi bel doluydu. Ağzımın içine inledi karım. Götü birden hareketlenmiş, açılıp kapanıyordu. Biraz geri çekilip sol elimi aramıza soktum ve kasıklarını avuçladım. Amı sel baskınına uğramış gibiydi. Am suları ve beller, bacaklarının iç taraflarından, neredeyse dizlerine kadar akmıştı. Elim bir anda vıcık vıcık ıslanmıştı. 

Onu biran önce yukarı, yatağımıza götürmek için geri çekildim. Uzanıp iki bileğimden yakaladı beni. Sonra ellerimi yüzüne götürüp, yalamaya başladı. Tek tek parmaklarımı ağzına alıp emiyordu. Gözleri kaymış, zevkten kendinden geçmişti. Ellerimi kurtarıp onu kucağıma aldım ve yukarıya, yatak odamıza taşıdım. Kollarını boynuma dolamış, başını göğsüme yaslamıştı. Tıpkı yorgun bir kediye benziyordu. Yorgun ve yaramaz bir kediye.

Onu yatağın ortasına bıraktığımda, sırt üstü yatıp bacaklarını açtı karım. Dizlerini büküp, yukarı çekmişti. Önümde, bir tabak gibi açmıştı kendini. Gözlerimi, bu müthiş manzaradan alamıyordum. Amının şişmiş dudakları alabildiğine açıktı. Bel dolu olduğunu görebiliyordum. Götünün küçük deliği de hala açık duruyordu. İçinden sızan beller, ince bir şerit halinde yatağa akıyordu şimdi. Tekrar gözgöze geldik.

- "Ahhhhh müthişti sevgilim..." diye mırıldandığını duydum, "Müthişti sevgilim... Çok güzel sikti beni... Ohhhh çok güzel sikti beni... Siki de kocamandı, gördün değil mi..? Ahhhhh kocamandı siki sevgilim... Sikti beni... Her yerimi sikti sevgilim... Ohhhhh her yerimden sikti beni sevgilim...Ohhhh sevgilim... Ohhhhh... Beni sikti..."

Vücudu hareketlenmiş, yatağın üstünde kıvranıyordu. Yalnızca onu seyredip dinleyerek belimin gelebileceğini biliyordum. Yatağın üstüne çıkıp, dizlerimi vücudunun iki yanında yatağın üstüne dayadım ve başının hizasında durdum. Taşaklarım yüzüne değiyordu şimdi. Tıpkı manava yaptığı gibi, onları yalamaya başladı Barbro. İki eli pençe gibi kıçımın yanaklarını kavramıştı. Fazla dayanamayacağımı biliyordum. 

- "Hadi ağzımı sik..." dedi karım birden, "Hadi ağzımı sik sevgilim... Tıpkı onun gibi... Sikini ağzıma sok ve sik hadi... Ohhhhh hadi sevgilim..."

O an için bundan daha çok isteyeceğim hiç bir şey olamazdı. Vücudumun üst kısmını öne eğdim. Sonra da bir elimle bastırıp sikimi, tıpkı bir am gibi açılmış bekleyen ağzına soktum. Tanrım, ağzı ama, amı da ağza benziyordu. Gırtlak kasları, manavın o kocaman siki nedeniyle iyice gevşemişti. Hiç zorlanmadan, hepsini yuttu sikimin. Küçük dilinin, sikimin zonklamakta olan başına değdiğini hissediyordum. Sokup çıkarmaya, onu ağzından sikmeye başladım. Burnundan kaçan inlemeler öylesine tahrik ediciydi ki, belimin hemen gelmesini önlemek, bu müthiş zevki uzatabilmek için alabildiğine kasmıştım kendimi. Fırın gibiydi ağzının içi. Islak ve kaygan bir fırın gibi. İnanılmaz güçlü bir vakum makinesi gibi emiyordu sikimi. Birden bir top gibi patladım. Belim geliyor, tohumlarım bitmek bilmeyen salvolar halinde gırtlağına fışkırıyordu. Onun vücudu da dalga dalga sarsılıyordu. Bellerimi büyük bir iştahla yutup midesine indirirken, kendi de belini getiriyordu. Bunun, kısacık bir süre içinde kaçıncı kez olduğunu şaşırmıştım. Eminim o da bilmiyordu artık. 

Uzunca bir süre, sarmaş dolaş yattık karımla. İkimiz de iyice yorgunduk. Yüzündeki mutlu tebessüm o kadar güzeldi ki, beni deli ediyordu. Kendini bir yabancıya siktirmek istemiş ve bunu elde etmişti. Sikilmişti karım. İki günlük sakallı, pek de temiz olmayan, kocaman, kapkara ve kıllı sikli, hayvan gibi bir manav sikmişti onu. Amından, götünden ve ağzından sikmişti. 

- "Memnun musun bebeğim..?" diye sordum ona.

- "Ohhh evet sevgilim... Çok güzeldi... Ohhh çok güzeldi... Peki sen..? Sen memnun musun..?"

- "Belli olmuyor mu..?"

- "Oluyor sevgilim... Beni sikilirken seyretmek, seni zevkten çıldırtmış olmalı... Çok güzel sikti beni... Ohhh çok acayip sikti... Çok sertti... Çok da hızlı... Sanki dövermiş gibiydi... Ohhhh sanki dövermiş gibi sikti beni sevgilim..."

- "Haklısın..." dedim, "Çok acayipti... Çok güzeldi... Hiç böyle bir şey görmemiştim şimdiye kadar..."

- "Ahhh keşke ben de görebilseydim nasıl sikildiğimi sevgilim... Ahhh keşke mümkün olabilseydi bu..."

Elini kasıklarına götürüp amını okşamaya başladığını gördüm sonra. Parmakları değer değmez vücudu önce bükülmüş, sonra da yumuşak hareketlerle kıvranmaya başlamıştı gene. 

- "Ohhh içimi nasıl doldurmuş..." diye fısıldadı, "Öyle çok fışkırttı ki sevgilim... Karnımın içini bel doldurdu... Ahhhhhh çok güzeldi..."

- "Şaşmıyorum buna bebeğim... Tüm hayatında senin kadar güzel bir kadını sikmemiş olduğuna eminim..."

- "Götümü nasıl sikti gördün değil mi sevgilim..? Ohhhh gördün değil mi..?"

- "Herşeyi gördüm..."

- "Ahhhh bir bilebilsen ne kadar güzeldi... O kocaman sikin götüme girmesi çıldırtıcı bir şeydi... Ohhhh düşündükçe deli oluyorum... Kocamandı sevgilim... İlk kez bu kadar büyük bir sik girdi götüme sevgilim... Ohhhh müthiş zevk verdi bana... Durmadan belim geldi sevgilim... Ohhhhh durmadan belim geldi..."

- "Biliyorum..."

- "Ohhhh hala kapanmamış götüm sevgilim... Ahhhh hala açık duruyor... O kocaman sikiyle götümü büyütmüş manav... Gel bak n'olursun... G¦ötümü ne hale getirdiğini yakından görmeni istiyorum sevgilim... Hadi bak... Ohhhh bak hadi..." 

Yine sırtüstü dönüp bacaklarını açmış ve dizlerinden büküp karnına çekmişti. Aşağı kayıp, başımı bacaklarının arasına soktum. Gerçekten müthişti görüntü. Tıpkı söylediği gibi, o küçük delik hala açık duruyordu. Manavın artık hafifçe peltelenmiş belleriyle dolu olduğu görünüyordu. Hemen üstünde alabildiğine açık duran amı da bel doluydu hala. Aslında kasıkları tümüyle vıcık vıcık bir haldeydi. Burnuma, her zaman alışık olduğumdan farklı kokular doluyordu. Karımın amının o başdöndürücü güzel kokusuna, şimdi manavın bellerinin değişik ve keskin kokusu da karışmıştı. Sikim yine kalkıp, alabildiğine sertleşmişti. 

- "Yala beni sevgilim..." dedi Barbro birden, "Ohhhh beni yala hadi... Amımı yala... Götümü yala... Ahhhh n'olursun sevgilim... Yala... Dilini sok içime... Ohhhh dilini sok deliklerime... Ahhhh dilini yeni sikilmiş amıma, götüme sok sevgilim... Ahhhh n'olursun... O kocaman, kapkara, kıllı Türk sikinin girdiği yerlere sok dilini sevgilim... Yala beni hadi... Ohhh yala beni... Ohhhhhh yala..."

Büyülenmiş gibiydim. Manzara beni bir mıknatıs gibi çekiyordu kendine. Karımın sözleri de, beynime birer ok gibi saplanıyordu. Sanki benliğim yarılmış ve içinden, hiç tanımadığım yeni biri çıkmış gibiydi. Sonra Barbro ellerini uzatıp beni saçlarımdan yakaladı ve yüzümü kasıklarına bastırıverdi. Koku çok daha kesifleşmişti şimdi. Manavın bellerinin hafif tuzlu tadını ağzımda hissettiğim anda kendimi kaybettim. Dudaklarımı, karımın amının şişmiş dudaklarına yapıştırıp emmeye başladım birden. Büyük bir hırsla emiyor, yalıyor, öpüyordum artık. Beynim patlamış gibiydi. Kendimi, şimdiye kadar hiç tatmadığım inanılmaz bir zevkin pençesine kaptırmıştım. 

Zaman kavramını tümüyle yitirmiş bir halde, uzun uzun yaladım Barbro'yu. Dilimi, tıpkı istediği gibi, amına, götüne sokuyordum. Kendimi öyle kaptırmıştım ki, dudaklarımı o hala açık duran küçük göt deliğine yapıştırıp emmeye başladım. İçindeki belleri çekip boşaltmaya çalışıyordum adeta. Karım, zevkten çıldırmıştı bu arada. Yatağın üstünde çırpınıyor, inliyor, çığlıklar atıyordu. 

- "Ooouuuuvvvvhhh... Ohhhhhh... Ahhhhhh... Çok güzel sevgilim... Ohhh müthiş sevgilim... Iııımmmnnnhhh... Ahhhh zevkten delireceğim sevgilim... Ohhhh çok güzelllll... Ahhhhhhhh..."

Durmadan beli geliyordu yine. Vücudunu tepeden tırnağa sarsıp titreten zevk dalgalarından biri geçmeden öbürü geliyordu. Ben de, yeniden patlama noktasına gelmiştim. Sikim yine zonkluyordu. Artık onu sikmek istiyordum. Sikimi, o kocaman manav sikinin girip çıktığı yerlere, amına, götüne sokmak ve tohumlarımı bu kez oralara fışkırtmak istiyordum. Bellerim, karnının içindeki manav belleriyle karışsın istiyordum. 

Doğrulup dizlerimin üstüne kalktım. Sonra karımın bacaklarından birini yakalayıp havaya kaldırdım. Zevkten kısılmış gözlerle bana bakıyordu Barbro. Biraz sokulunca, sikim yolunu kendiliğinden buldu ve amının dudakları arasından kayıp içine gömüldü. Tanrım, vıcık vıcıktı amı. Ateş gibi yanıyordu. Pompalamaya başladım.

- "Ohhh sik beni..." diye inledi karım, "Sik beni n'olur... Sikilmek istiyorum... Ohhhh sikilmek istiyorum... Sik beni hadi..."

Zaten durmamı istese bile duracak bir halde değildim. Sikim amına girip çıktıkça, içindeki belleri de dışarı atıyordu. Yabancı bir erkeğin, hayvan gibi, kocaman sikli bir manavın belleri sikime bulaşıyor, taşaklarıma akıyordu. Sonra amından çıkarıp götüne dayadım sikimi. Bir anda alabildiğine açıldı o küçük delik. Yağ gibi kaydı içeri sikim. En az amı kadar vıcık vıcıktı götü de. 

Barbro yine peşpeşe belini getiriyordu. Bu da, götünün sürekli açılıp kapanmasına, beni zevkten mahvetmesine neden oluyordu. Çıkarıp tekrar amına soktum. Peşinden de yeniden götüne. Artık değiştire değiştire sikiyordum karımın deliklerini. Manavın biraz önce siktiği, bellerini fışkırttığı amını ve götünü, değiştire değiştire sikiyordum. Çevremdeki dünyadan tümüyle kopmuştum. Benim için yalnızca yabancı bir erkek tarafından yeni sikilmiş karım ve onun içi bel dolu amıyla götü vardı, o kadar. Bir taraftan da onun iyice çıldırmış, zevkten kendini kaybetmiş olduğunu görüyor ve büsbütün uçuyordum. Artık yalnızca çığlıklar atıyordu. İnanılmaz tahrik edici zevk çığlıkları. Birden belim gelmeye başladı. Sikim Borbaro'nun amına gömülüydü. Çıkarıp götüne soktum. İkinci salvoyu da oraya fışkırttım böylece. Sonra yine amına ve yine götüne. Bellerimin manavın belleriyle karışması için elimden gelen her şeyi yapıyordum. 

Sonunda ikimiz de bitap düştük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder